Aile Anayasası

Aile şirketlerinin sürekliliği için ANAYASA

Şirketinizin gelecek nesillere geçebileceği konusunda endişe mi duyuyorsunuz? Soruya cevabınız “evet” ise, aslında haksız da sayılmazsınız. Zira, Kurumsal Kimliğini tanımlayıp, Kurumsallaşma yolunda ilerlememiş Aile şirketlerinin  ömürleri için en çok 25 Yıl telaffuz edildiği verilere sahip bir iş dünyamız var.  Hatta ülkemizdeki, yeni kurulmuş her türden şirketlerin 10 yıllık ömrü olduğunu, bu süreç sonrasında ya kurumsallaşmaya gidilip, ya da ortadan kaybolduğu istatistiklerine sahibiz.  Bu durumda, gelecek nesillere ulaşacak bir yapının temellerini oluşturma sürecimiz hiç de kolay olmayacağa benzer.Büyük çoğunluğunu Küçük ve Orta ölçekte olan aile şirketlerinin kişiye özel yönetimini de sorgulamak gerekir. Öyle ya, kendinize has çalışma modelleri ile, liderliğini hep Sizin üstlendiğiniz organizasyon yapınız, kendiniz iyi yaptığınız hatta kimseye emanet edemeyecek kadar ve çok iyi yaptığınız çalışma tarzınızla buraya kadar getirdiğiniz şirketi, Sizden sonra kimler yönetecek? Bütün bunları düşünüyor ve belirsizlikten kaynaklanan endişe sahibiyseniz bu aslında hiç de yadırganacak bir durum değildir.Konu sadece büyütüp geliştirmiş olduğunuz şirketinizin geleceğini planlamak da değil yalnız başına. Henüz Siz işin başında ve yönetimde olduğunuz süreçte de aile bireylerinizin görev alması ve şirketin yapısına ve hatta dokusuna uygun iş görmesi de Sizin için planlanması ve üzerinde durulması gereken bir konudur. Hatta bunu da biraz açarsak, aile bireylerinizin görev alması da görevi devretmesi de, hisse alması da hisselerini devretmesi de şirketinizin geleceğine yönelik önemli ve kritik bir konudur.

Kurumsallaşma adına bir aile şirketinde yapılması gereken ilk adım, Aile Anayasasını oluşturmak ve bu anayasal çerçevede çalışmalarını sürdürmektir. Ama bunu gerçekleştirirken de başta Siz ve mevcut ekibiniz bu anayasaya uymalıdır. Yoksa kendi içinde oldukça tutarlı ve mantıklı açıklamalarla yüklü bir anayasanın şirketiniz kitaplıklarını süsleyeceği bir yeri işgal etmesi değildir, asıl amaç.